12 Aralık 2008 Cuma

Tarihe Giriş


İnsanlarda tarih merakı insanlık tarihi kadar eskidir. Her ne kadar tarihini tespit etmek mümkün olmasada. İnsanların ilk ilgilendiği tarih, masal ve efsanelerden oluşuyordu. Halk kendinin bilincine vardığı zaman, tarih bilinci yavaş yavaş gün ışığına çıktı. Tarihle ilgili genel kabul görmüş yargılar şöyledir. Tarih, evrenin vicdanıdır. Tarih bilinci öncelikle bilgi ve zihniyet meselesidir. Tarihsiz toplumlar talihsiz toplumlardır. Tarih milletlerin hafızasıdır. Tarihini kaybeden milletler, hafızasını kaybetmiş sayılır. Tarih canlı bir olgudur. İnsanı anlamak için tarihi bilmek gerekir…


Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu, Atatürkçü düşüncenin teorisyeni ve pratisyenidir. Atatürk'le Türkiye Cumhuriyeti özdeşleşmiştir. Bu nedenle Türkiye'deki hemen bütün tartışmaların merkezinde Atatürk vardır. Ancak ülkemizde, insan sayısı kadar farklı Atatürkçülükler doğmuştur. Hangisi doğrudur sorusunun doğru cevabını vermek çok kolay değildir. Galiba Atatürk'ü en iyi yine Atatürk bilir ve anlatır. İşte bu noktadan hareketle 1906 yılından başlayarak 1928 yılı dahil Atatürk'ün ağzından ve kaleminden çıkan bütün bilgiler bu kitapta kronolojik olarak bir araya getirilmiştir.
Atatürk'ün çocukluğu, gençliği, komutanlığı, özel hayatı, sosyal çevresi, etkisinde kaldığı kişiler, duyguları, idealleri ve dünya tasavvuru yine kendi eserlerinden derlenerek bir araya getirildi.
Milli Mücadele yılları, Cumhuriyet'in kuruluşu, farklı sosyal katmanlarla ilişkileri, inkılâpları ve ilkelerine ait düşünceleri kendi eserlerinden düzenlenerek anlamlı bir bütün oluşturulmaya çalışıldı. Ancak kitapta daha çok Atatürk'ün fikrî, millî ve dinî yönü ağır basan konuşma ve yazıları seçildi. Bu kitabın en belirgin özelliği Atatürk'ün kendisini anlatmasıdır. Neden modernist Müslümün sorusunun cevabı ise kitap okununca anlaşılacaktır.

Türklerin İslamlaşma Süreci


Türklerin değişik zaman ve mekânlarda Müslümanlarla temasa geçmeleri, Türk milletinde tedrici olarak, uzun süreli ve çok boyutlu bir değişime neden olmuştur. Bu değişimin etkisi, yani Türklerin İslamlaşma fenomeni, günümüzde hâlâ canlılığını korumaktadır. Değişimin nedenleri, boyutları ve şekli ise bilimsel tartışmalara konu olmaya devam etmektedir. Türklerin İslamlaşması, Türk milletinin medeni hayatında büyük bir değişim yapmış, sosyal hayatını değiştirmiş ve Türk milletini İslam uyarlığı dairesi içine almıştır.Bu kitapta Türklerin Müslüman olması meselesi değişik boyutlarıyla ve bilimsel çerçevede yeniden ele alınmıştır. Türklerin olması meselesi yöntem açısından tartışmaya açılmış, İslamlaşmayı kolaylaştıran unsurlar maddeler halinde sıralanmış ve İslamlaşmanın Türkler üzerinde yaptığı değişim tespit edilmeye çalışılmıştır.

11 Aralık 2008 Perşembe

Firdevs-i Rumi ve Tarihçiliği


Tarih, toplumsal süreklilik ve değişim içinde, eski bilgi ve belgelerin yeniden ele alınıp yorumlandığı bilim dalı olarak tanımlanmaktadır. Bilgi toplumuna kaynaklık eden, yeni bilgilerle bilgi birikimini besleyen tarih bilimi, insanlığın kendinden emin olarak ileriye dönük adımlar atmasına hizmet etmektedir. İretilen her bilgi, kültürel kaynaklarımızı zenginleştirecek ve bilgi çağına katkı sağlayacaktır. Firdevsi-i Rumi, yaşadığı dönemde, bir sanatçı, bilim adamı, kültür tarihçisi ve aydın sıfatı ile Osmanlı toplumuna ciddi kültürel katkılar sağlayan bir birey olarak üzerine düşen sorumluluğu gereğince yerine getirmiştir. Biz de bu yazarın hayatını araştırarak teilif ve tercüme ettiği eserleri ortaya çıkarmış ve yazarın tarih bilimine katkılarını tespit ederek, bilim dünyasına kazandırmayı amaçladık.

Danişmend Gazi Destanı


Bu destan, yeryüzü haritasını atlas bir kumaş gibi kesip biçtiğimiz zamanların aziz bir hatırasıdır. Bu destan, şanlı mazimizin paha biçilmez bir evrakıdır. Bu destan atalarımızın Anadolu’yu yurt tutma macerasını anlatan tarihimizin altın yapraklarından biridir. Akıncı cedlerin ihtirası, gençlerde cenk duygularını coşturan bir hamaset abidesidir.Dânişmend Gâzi Destanı, ardı arkası kesilmeyen canlı bir aksiyon sineması gibidir. Dânişmend Gâzi ile yaranlarının başından geçenler okudukça bizi daha da içine çeken soluksuz takip edilen bir serüvenler dizisi hailindedir.Kökü mazide ufku atide bir nesil için geçmişini bilmek bugününü borçlu olduğu ecdadına bir vefa borcudur. Bu borç da ancak gelecek kuşaklara ödenebilir.